Emekli Komiser Cevdet (Haluk Bilginer) ve karısı, ömürlerinin son yıllarını şehirden uzaktaki küçük çiftlik evlerinde huzur içinde geçirmektedirler. Ta ki küçük oğulları bir gece yarısı korkunç bir haberle eve gelene kadar.
Diziyi izlediğim süre boyunca ve izledikten sonra son yılların en iyi Türk dizisi mi diye düşündüm. İlk başta 'yok ya fazla uçuyorum' dedim ama sonra TV'de oynayan dizileri görünce 'aynen aynen en iyisi' dedim. Hikaye aslında çok basit, bir
cinayet
hikayesi. Çokça bir sürü versiyonunu izledik, standart. Ama dizinin kurgusu o kadar mantıklı hazırlanmış ki, direkt sizi o karanlık ve anlamsız atmosferin içine sokuyor. Diziyi izlettiren ve en iyiler arasına sokturan tamamiyle kurgusu. Bunun yanında hikaye karışık anlatılsa da yine aynı şekilde kurgusu :) sebebiyle kafayı allak bullak etmiyor. Ulan ne övdüm be kurgucu seni, bul beni :D Sabit kamera ve onun açıları gayet iyi. Yani kısaca işin teknik kısımları çok iyi. Dizideki anne; Nermin rolündeki Nur Sürer hanımefendi öyle bir oynuyor öyle bir rol kesiyor ki, ulan oyunculuk be diyerek izledim. Kocası Cevdet yani Haluk Bilginer'de zaten partneri dizide. İkisi birlikte ortalığı yakıyor. Dizi ülkemizde öyle aman aman sükse oluşturmadı. Bunun sebebi de kesinlikle yanlış pazarlama. Yoksa kaliteli olduğu için izlenmediğini düşünmüyorum. Vee en sevdiğim yanlarından biri de Netflix'in yerli yapımları gibi uyduruk batı özentisi dili ve davranışları yok Masum'un. Türkiye işi ve özenti falan değil. Kaliteli Türk dizisi gibi dizi be. BBC dizilerinin sanki Türkiye versiyonu gibi bir izlenim bıraktı bende. Böyle diziler artsın artık temennimle yorumumu bitiriyorum.
Yorum yazmak için giriş yapın